7 Ağustos 2015 Cuma

Günce'M...

          Her insanın hayatında dönüm noktası vardır herhalde. Bu dönüm noktalarımdan birini yaşadım ben de 1,5 ay önce. Epey oldu ki makale yazmayalı. Özlemişim. Ama bu yazım diğerlerinden farklı olacak biraz, beni anlatan, samimi kelimeler kopacak içimden.
          Geçen yıl yaşadığım talihsiz bir dönüm noktamın üzerine, bu yıl harika bir şey geldi başıma. Oğlum... 1,5 ay önce dünyamıza geldi, hoş geldi, sefa getirdi. Çok özel hisler yaşattı bize. Herkesin tatması gereken duygular belki de, bize nasip oldu çok şükür.
           Her baktığında huzur bulacağına emin olduğun bir ifade, günahsızlık, masumiyet, acizlik, ama herkesi etrafında döndürecek kadar da liderlik...
          Bir melek daha dahil oldu hayatıma. Bu kez evimize girdi, evimizi yuvaya çevirdi, huzur getirdi, bir mutluluk sebebi daha bulduk kendimize. Bir melek, cennet kokulu...
          Her şey yeniden şekil alıyor, yapmamız gerekenler, yapmamamız gerekenler, konuşmamız veya konuşmamamız gerekenler... Kolay değil bir insan geldi dünyaya. Yetişecek ve faydalı işler görecek. İlk eğitimi ailede başlayacak ve o aile bu sefer biz olduk. Eğitimsiz bir insandan ziyade, yanlış eğitilmiş bir insan her zaman çok daha tehlikeli olur kanaatindeyim ve buna sebep olmayı asla istemem. Bunun için elimden ne geliyorsa yapmaya çalışacağım.
          Aslında biraz korkmuyor değilim. Ne kadar mükemmel düşünürsek düşünelim, bu dönemin gençlerini 10 dakika izlemek bile yetiyor korkmaya. Boşvermişlik, sorumluluk duygusunun olmaması, hayatı tiye almak... Gençler artık ciddiyetini kaybetmiş bir hayata merhaba diyor ve ortamın bozukluğu da cabası. Alkol, uyuşturucu çok gencin ve ailesinin canını yakıyor.. Bütün bunları düşününce başta da dediğim gibi korkmamak elde değil, "Ya bizim de başımıza gelirse diye"!..
          Kendi çocuğumu kurtarayım da gerisi önemi değil denmemeli bu devirde. Bu gençleri nasıl kurtarmalıyız, parlak nesle nasıl ulaşmalıyız, gençlerin içlerindeki o enerjiyi cevhere nasıl çevirmeliyiz ki körelmesinler, bir nesil daha böyle yok olup gitmesin... Asıl derdimiz bu olmalı. Kendi çocuğumuzun derdine düşüp umumu hiçe sayamayız, ki çocuğumuz onların içinde yaşayacak..
           Sadece 1,5 aylık değil bu düşüncelerim, çok daha öncesine dayanıyor. Tatlı bir heyecan ve içerilerden bir korkunun aynı anda yaşandığı duygularım bunlar. Rabbim sonunu haretsin. Emanetine hakkıyla bakmamızı nasip etsin inşallah.