Doğarız, annemiz olur, babamız olur. İkisini ayrı severiz. Ama onlar da birbirlerini severler, işte tam o noktada sevdiğimizi bir diğeriyle paylaşırız. Kardeşimiz olur, önce anne-babamızı, sonra oyuncak ve eşyalarımızı paylaşırız. Yaşarız, büyürüz, bu süreçte bir çok şeyi, bir çok kişiyle paylaşmış oluruz zaten. Sonra çevremiz olur, arkadaşlarımız, dostlarımız, sevdiğimiz, sevmediklerimiz olur. Okulda kalemi, kitabı, defteri hatta kopyayı paylaşırız. Tenefüste oyunu, süreyi, arkadaşlarımızı paylaşırız. Zaman geçer, onu da paylaşırız elbet. Sonra evleniriz. Önceden bir hayatımız vardı ama artık sevdiğimizle o hayatımızı da paylaşırız. Sevgimizi, duygularımızı, aşkımızı, hüznümüzü, mutluluğumuzu, bir tas çorbamızı, duamızı paylaşırız.
Çok paylaşımcıyız evet. Bazen bencilliğimiz tutar, hep ben deriz. Ama mutlu olamayız o bazenler. İnsanın yaradılışında gizli bir cevherdir paylaşımcılığı. Peki o 'ben tiryakiliği' niye var o zaman. İşte orası tamamen imtihan. Hani genelde filmlerde görürüz ya, insana sağ omzundan melek güzel düşünceler verirken, sol omzundan kötü düşünceler verir şeytan. Belki bu iki ayrım çok keskin olur ama 'ben tiryakiliği' ile 'paylaşımcı ruhumuz' işte bu iki savaşçı gibidir. Tarafını seçmek tamamen sana kalmış.
Paylaşımcılık başkalarını da düşünmeyi gerektirir. Mutluluk ise bulaşıcıdır. Bir paylaşım anınızı kameraya çekseniz eğer görürsünüz. Paylaştığınız ufak bir şey bile olsa, muhatabınızın yüzünde bir gülümsemeye sebep oluyorsa eğer ki, o sizin yüzünüze de yansır ve ayrıca tüm gününüze, hatta gününüz içinde hayatınızdan gelip geçen insanlara da yansır. Bir paylaşım, bir gülümseme, bir mutluluk.. Daha ne olsun..
'Ben tiryakiliği' ise sözde güçlüdür, sözde mutludur, sözde... Öyle görünür, öyle görünmeyi sever 'benci'ler. 'Benci'lik de bulaşıcıdır. Karşı taraftan bekler her şeyi. Ama bir yere kadar dayanır ve karşı taraf da bırakır vermeyi.
Gelelim paylaşımın aileye olan etkisine.. Karı-koca sevgisini paylaşır, bir çocukları olur. O sevgi çocuğa da yansır. Çocuk mutlu bir ailenin bir ferdi olur ve gördüğü, dolayısıyla model aldığı çok güzel bir şey vardır o ailede, PAYLAŞMAK. Çocuk da sever paylaşmayı, bir zararını görmemiştir çünkü. Oyuncaklarından başlar, sevgisinden devam eder paylaşımcılığı. Doğumdan yaşamın sonuna kadar her an paylaşmak mutlu eder insanı. Aile için de çok önemli bir kriterdir ve birlikteliği artırır, kuvvetlendirir. Paylaştıkça sever insan, sevdikçe de paylaşır.
Lafı uzatmaya gerek yok aslında. Hem çok güzel, hem de çok gerekli olduğu belli olan bir paylaşımdan bahsediyoruz sonuçta.
Ben de bu düşüncelerimi siz okuyanlarla paylaşmak istedim. İyi okumalar dilerim.
Aile Danışmanı
Hümeyra Yıldız


