Kadınlar ve erkekler üzerinde, olur olmadık söylenmiş sözler vardır ve kulak asıldıkça o sözler evliliğe de olumsuz etki eder. Eşler dışarıdan duydukları her sözü hayatına geçirmemeli, erkeğin kadından ve kadının da erkekten farklı olduğunu kabul ederek, başka evliliklerle karşılaştırmaya girmeden evliliklerini kendilerine has bir şekilde sürdürmeye çalışmalıdır. Evlilik hiç tartışmadan yaşanması gerekir diye bir şey olamaz. Her evlilik içinde tartışılacak konu barındırır. Ancak eşlerin tartışma anında ne yaptıkları ve ya ne yapmadıkları sonu belirler. Tartışma anında kişinin kendini kontrol etme gücü zayıflar. Bu yüzden tartışmaya ara vermek ve sakinleştikten sonra karşı tarafın da haklılık payının olduğunu unutmadan problemi çözmeye odaklanmak gerekir. Yani, yapıcı kavga değil, yıkıcı kavga evliliğe zarar verir.
Kadınlar birden fazla işi aynı anda yapabilecek şekilde yaratılmışlardır. Erkekler ise yaradılışları gereği, sadece yaptıkları işe odaklandıkları için o esnada eşinin söylediği şeyleri anlamayabilirler. Kadın bunu şahsi algılamamalı ve bir problem gibi düşünmemelidir. Kadınların önemsediği bir konuyu erkek hatırlamayabilir. Bu yüzden eşler, yaradılış gereği farklı olduklarını kabul ederlerse bir çok konu çözülmüş olacaktır.
Her evliliğin kendine ait bir dili olduğu gibi, evlilik içindeki tartışmaların da her evlilikte çözüm yolu farklıdır. Kimisi sarılarak sakinleşirken, kimisi uzaklaşmayı seçer, gözlerinin içine bakmak veya tatlı bir şeyler yemek gibi... Eşler, tartışma esnasında partnerinin sakinleşmesi için neyin gerekli olduğunu bilmeli, yani daha önceden birbirleriyle paylaştıkları bu bilgi, tartışma anında sakinleşmelerine vesile olacaktır.
Evlilikte tüm sorumluluklar paylaşılmış olmasına rağmen öyle bir konu geliyor ki, kimin yapacağı konusu bile tartışmaya sebep olabiliyor. Bu gibi durumlarda krizi oyuna çevirerek yazı tura veya benzer bir oyunla tatlı sona ulaşılabilir. Önemli olan tartışmaya, hataya veya olumsuzluğa değil, çözüme, mutluluğa ve sevgiye odaklanmaktır. Haklı olmak ve bunu ispatlamak anlık mutluluk getirir.
Eşler tartışma anında "şunu da söyleyeyim, bunu da demem gerekli..." gibi tartışmayı bitirmeyen hatta uzatan cümlelerin oluşmaya başladığını fark ettiği zaman, yani aralarındaki tansiyon yükselmeye başladığı zaman, bu döngüyü bitirmeye çalışmaktan vazgeçmeli ve daha önceden belirledikleri bir şifre ile veya dil sürçme şakaları ya da kendilerinin buldukları her hangi bir şekilde tartışmayı yumuşatan ve ara verdiren yollar uygulamalıdır. Örneğin: 'Çocuklar Duymasın' dizisindeki çiftin tartışmada "mutfak" şifresini kullanması gibi... Ayrıca tartışma anındaki ses kontrolü, partnerinin de kendisini toparlamasını sağlar. Tartışılan konuyu unutup başka konuları da eklemek problemi büyütebilir. Sadece o tartışmanın konusuna odaklanmak gerekir.
Evlilik, bir kuş gibidir ve kanatlarının ikisinin de çırpınması gerekir. Ve sonuç muhteşem bir gökyüzü seyridir... Gökyüzünde uçarcasına bir evliliğin hayata geçebilmesi için de eşlerin ufak konuları, tüm günün modunu düşüren büyük sorunlara çevirmemesi gerekir. Eşler, bir kaç saniyede ağızdan sinirle çıkan sözlerin tüm günü mahvetmesine izin vermemeli ve günü güzelleştirecek bir mesaj veya küçük sürprizlerle mutluluğun elini bırakmamalıdır.
Eşler genelde tartışmayı sonlandırmaya çalışırken bir türlü başarılı olamadıklarını ve tartışmanın ya uzadığını ya da sonuçlanmadan susarak kapatıldığını söylerler. Burada eşlerin, tartışmaya baktıkları açıyı değiştirmeleri gerekir. Eşler tartışmayı aralarına alarak değil, evliliklerindeki bir sorunu çözmek için karşılarına alıp, birbirleriyle konuyu konuşarak çözmelidir.
Birbirleriyle empati kuran, ben dilini kullanmayı başaran ve fikirlerini önemseyerek haklılık payının olduğunu unutmayan eşler, daha mutlu ve uzun bir evlilik hayatı yaşarlar.
Her şeyi karşı taraftan beklemeden gerçekleştirilen sorumluluklar ise yapılması zannedildiği kadar zor değildir...
(www.zihni.org sitesi için yazdığım bir makaledir.)
Aile Danışmanı
Hümeyra Yıldız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder