
-"Kitap okumuyor. Saatlerce çizgi film izliyor, başından kaldıramıyorum. Hele telefonu eline aldı mı, mümkün değil bırakmıyor. O kadar merakla ve heyecanla sormama rağmen, gününün nasıl geçtiğini hayatta anlatmaz mesela..." diye konuşmasına devam ediyor Gülsüm hanım.
Sadece kızının yapmasını istediği ama
bir türlü yaptıramadığı davranışlarına odaklanmış bir şekilde, uzuuunca bir
liste gibi akıp gidiyor söyledikleri.
Halbuki faydalarindan, zararlarından
bahsedip davranışlarıyla ilgili açıklamalar yapmış, onu uyarmış, önemsemiş
olmasına rağmen bir çocuk bunu yaparsa, hiç uyarılmayan çocuklar nasıl olurdu
kim bilir diye düşünüyor içten içe.
'Peki ya o dakikalarca kendisi oyun
kuran çocuklar, kitap okumayı ve incelemeyi seven çocuklar, hayatlarında
telefon ve televizyon sınırını kabul eden çocuklar, hele hele gününün nasıl
geçtiğini anlatan çocuklar... Bunlar nasıl oluyordu? Hepsini onemsememe rağmen
benim kızımda neden yerleşemedi bu özellikler?...' diye sorgulamaya başladı
kendisini.
Araştırdı, sordu, okudu okudu, düşündü
ve artık anlamıştı. Biliyordu. Bu dedikleri çok önemliydi ve kızının hayatına
yerleşmesini istiyordu ama bir eksik vardı. Kendi hayatında bu saydıklarına ne
kadar önem veriyordu acaba? İzlediği veya izlemese bile sürekli açık olan
televizyon, kitaplıkta kendisine ait sadece bir kaç tane olan üzeri
tozlanmış kitap, elinden düşürmediği telefon, kendi gününün nasıl geçtiğini
anlatmadığı gerçeğini düşününce, yüzüne tokat gibi vurulmuştu sorularının
cevabı.
Gülsüm hanım kızının değil aslında kendisinin
güzel bir değişime ihtiyacı olduğunu anladı ve uzuunca bir liste yaptı, ama bu
sefer kendisi için. Kararlıydı, listeyi hayata geçirecekti. Ve bu süreçte
kızına yapmasını istediği şeylerle ilgili bir uyarıda bulunmayacaktı. Çünkü
yapmıyor olması sebebiyle kızına "yap" demeye artık kendinde hak
görmüyordu. Kırk gün kadar, kendi hayatı için sınırları olan ve yeniliğe açık
bir sürecin sonunda, kızının da değişmeye başladığını gördü. Kızı bu süreçte
gözlemlemişti annesini tabiki. Ve artık değişimle ilgili kızına bir açıklama
yapma zamanı gelmişti.
-"Sana önceden yapman için
söylediğim hiçbir şeyi kendim yapmadığımı farkettim. Dolayısıyla dediklerim
doğru olsa bile, sana etki etmiyordu. Kendimde artık uyarma hakkı görmedim ve
önce kendim uygulamaya başladım. Çok geçmedi farkettin değişikliği ve sen de
bana katıldın. İlk yaptığım yanlış bir yaklaşımdı bunun için özür dilerim.
Bundan sonrası için birlikte bir liste yapmaya var mısın?"
Gülsüm hanımın kızı artık
annesindeki değişimin güzelliğinin farkındaydı ve birlikte yapacakları şeyleri
düşündüler.
Uzun zaman sonra dışarda bir yerde
Gülsüm hanımla karşılaştığımda çantasında kitabıyla gezdiğini öğrendim ve
Gülsüm hanım kızının artık hem kitap okumayı çok seven bir kütüphane üyesi, hem
de gününün nasıl geçtiğini detaylarıyla anlatan bir çocuk olduğunu söyledi.
-"Öyle ki bazı anlattıklarında bu
küçük detaya ne gerek var diye düşünüyorum ama anlatmadığı zamanların acısını
çıkarırcasına o anlatıyor ben de hevesle dinliyorum..."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder